Gözbebeğim, Memleketim Söke


Gözbebeğim, memleketim
Söke Bey’in eseri
Nice türküye tutulmuş bir şiir gibi
Söke şehri.

Uzunçarşı’da atar Söke’nin kalbi
Uzunçarşı’da sıra sıra
Yol ayrımındaki ne genç kızların, ne delikanlıların
Umutları gizli
Boy boy yükselen vitrinlerde.
Yüzüktür parmakta, küpedir kulakta
Geleceğe birlikte uzanmak için
Belki de al duvaklı gelinlik olur giyilir;
Güzel günlerin başlangıcında…

İstasyon, tükenmez hedeflerimizin odak noktası.
Çınar yapraklarında durmaksızın dolaşır,
Yel vurdukça dile gelir, ses kesilir:
Kim bilir hangimizin sevdası?
Raylar boyu uzanır,
Memleket memleket destanlaşır.

Hangi okulun kapısında şimdi,
Hangi delikanlı sevdiğini gözetliyor?
Sevda denilen ateşin eline düşmüş,
Garibim besbelli…
Hükmet önü kum gibi kaynıyor,
Her yaştan insan meydanda.
Biri konuşuyor, çoğu şiir okuyor;
Yer gök inliyor Cumhuriyet Bayramı’nda.
Bandolar, mızıkalar çalıyor;
Önde öğrenciler, sonra Mehmetçikler
Sıra sıra yürüyüş kolunda.

Bayraklarla süslü heykelde,
Atatürk’üm bir Sökeli gençle birlikte,
Besbelli aydınlık ufuklara bakıyor;
Gözleri üzerimizde.

Şarlak’ta, Söke çayı içinde
Allı morlu genç kızlar,
Bacılar ve analarının yanında,
Saçları al kınalı nineler ilk başta;
Sayısız umutlarının peşinde.
Nice dilekler saklı gönüllerde
Maniler, türküler dillerde
Ev yapıyor, niyet tutuyor.
Gür ateşler yakıyor,
Hıdrellez gecelerinde.
Masal kahramanları resmigeçitte,
Tutulmuş niyetlere uzanıyor.

Çarşamba pazarında
Edirne’den geleni, Şırnaklısı
Fransızı, Belçikalısı
Öte yakadan Amerikalısı
Kum gibi Sökeliyle birlikte
Alışveriş peşinde.

Atatürk Parkı’nda bin bir çiçek,
Gökkuşağına dönmüş sayısız kelebek,
Zamana kafa tutan iri ağaç gövdeleri
Hüzünlü bir sevdanın izlerini gizliyor;
Uzun saçlı kızın yüzünde,
Sarışın delikanlının gözbebeğinde.
Şehitler Parkı’nın orta yerinde
Bu vatan için ölenlere armağan,
Şehitler anıtı yükseliyor,
Yeşillikler içinde.

Binlerce gönlün taht şehri,
Binlerce gönlün baht şehri.
Türkiye haritasına benek benek düşmüş,
Sayısız umutların anahtarı;
Bereketin beşiği Söke ovası.
Haziran sonu mavi göğün altında,
Uzanır gider Van Gogh sarısı
Sanki altın başak tarlası.
Sonra yemyeşil pamukların cengi başlar,
Bin bir renkli çiçek tarlasına döner.
Temmuz ortasında
Menderes’in suyu yetmez olur
Eylül sonuna doğru karış karış her tarlaya
Ak altın yağar.

Söke ile Bağarası arası
Bereketin yuvası.
Sayısız yoksula kucak açar;
Uçsuz bucaksız Söke ovası.
Ege’nin incisi, bölgesinin gözbebeği
Turizm elçisi Söke Bey’in Sökesi.
Ovasıyla, suyu ve havasıyla
Tüten onca fabrika bacasıyla
Konak’ta sıra sıra bey konakları
Beride Kemalpaşa evleri
Medeniyete aynadır Söke Bey’in Sökesi.
Yanında nice uygarlık izleri taşır,
Şipşirin beldesi Güllübahçesi.
Susamışına, ekmek peşinde koşanına
Muhteşem bir duraktır Söke Bey’in Sökesi.
Uygarlığın adı
Bereketin, bolluğun beşiği:
Doğduğum, doyduğum yer Söke şehri.

Söke’nin harcında parlar nice alın teri;
Unutulur mu hiç hünerli beyleri?
Fıratları, Kocagözleri,
İzler daha niceleri.
Ya yazarları, ya şairleri?
Dillerde bayrak olmuş eserleri…
Sevdalısına göre Söke sanki
Kültürümüzün merkezi…
Bilgiye beşiktir okulları,
Hem yaşamak,
Hem de yaşatmak için!
Tüter gider fabrika bacaları…

Sevda Tepesi boş mu kalır sanıyorsunuz,
Ya uzayıp giden Ada yolu?
Altın sarısı incir ağaçları,
Sayısız zeytin dağı,
Bereket beşiği ovası…
Kızıyla, kızanıyla
Şehit Cafer Efe’siyle
Başı dumanlı Beşparmak dağı
Efelerin yatağı.
Çoban yıldızı gibi parlayan,
Birbiriyle yarışan köylerinin,
Huzur ocağı.
Söke Bey’in eseri;
Binlerce gönlün taht şehri,
Binlerce gönlün baht şehri.
Türkiye haritasına benek benek düşmüş,
Sayısız umutların anahtarı.
Uygarlığın adı
Bereketin, bolluğun beşiği:
Doğduğum, doyduğum yer Söke.
Soy ağacım;
Gözbebeğim, memleketim benim
Her şeyim Söke.
6 Şubat 2006

Oyhan Hasan Bıldırki

14 Haziran 2012 tarihinde Genel içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. Yorum yapın.

Yorum bırakın